Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirası Listesine
Dahil Olmuş Yerler
UNESCO
İsmini birçoğumuz duymuşuzdur veya televizyonlarda bahsedildiğine şahit olmuştur.
peki UNESCO Nedir? Nerde kurulmuştur başkanı kimdir.
UNESCO
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü ya da
İngilizce kısaltmasıyla UNESCO,
Birleşmiş Milletler'in özel bir kurumu olarak 1946 yılında kurulmuştur. Bu
kurumun yasası 1945 yılı Kasım ayında Londra'da 44 ülkenin temsilcilerinin
katıldıkları bir toplantıda kabul edilmiştir.
UNESCO Başkanı: Audrey
Azoulay; Fransa
UNESCO Genel merkezi: Paris, Fransa
UNESCO Kuruluş
tarihi: 16 Kasım 1945, Londra,
Birleşik Krallık
UNESCO Başkan: Audrey Azoulay
Türkiye,
UNESCO sözleşmesine imza atan 22 devletlerden birisidir; ve 10'ncun sıradadır. Türkiye’nin öyle değerleri var ki bunları
gelecek kuşaklara da aktarmak Unesco
Miras Listesi'nde yer almak bizlere her zaman sevinçyaşatmıştır. Miras
Listesi'nde de birçok değerimiz yer alıyor. ülkemizin UNESCO Miras Listesi'ndeki bölgelerimizi, yerlerimizi
listeleyeceğiz bu yazımızdan sonra eklenen yerler olabilir.
Divriği
Ulu Cami ve Darüşşifası (1985) UNESCO Miras Listesinde
Taştan yapılmış bir sanat eseri adeta. Taşın dile gelişidir,
milim milim işlenmiş ve ruh katılmış halidir. Karşısına geçip saatlerce
anlamında kaybolacağınız müthiş bir mimaridir Camii ve Darüşşifa. Anadolu taş işçiliğinin en mükemmel
örneklerinin başında gelir. 13. yüzyılda inşa edilen Camii ve Darüşşifa,
Sivas'ın Divriği ilçesinde bulunmaktadır. Mengücekoğulları döneminde Ahmet Şah
ve eşi Turan Melek tarafından yaptırılan camii ve darüşşifanın en dikkat çeken
yerleri şüphesiz kapıları ve sütunlarındaki oymalar.
Tiflisli
ve Ahlatlı ustalar tarafından yapılan oymalarda mükemmel
bir işçilik sergilenmiş ve dahası binlerce motif her biri diğerinden farklı
yapılarak bir birini tekrar etmemiştir. Caminin içi de bir o kadar özel ve
zengindir. Darüşşifada ise karşımıza sık sık Selçuklu sekiz köşeli yıldızları
da çıkar. Çünkü Mengücekoğulları, Anadolu Selçuklu Devleti'ne bağlı bir
beylikti. 1985 yılında Unesco Miras Listesi'nde yerini alan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifasını
mutlaka ziyaret edin.
İstanbul'un
Tarihi Alanları (1985) UNESCO Miras Listesinde
Şiirlerin yazıldığı sokakların insana ilham verdiği İstanbul. Yedi tepeli şehir İstanbul,
nefes aldığı asırlar boyunca medeniyetlere tüm misafirperverliğiyle kucak
açmış, zarar görmüş ama yine de ayağa kalkmış, nice büyük isimlere mezar olmuş,
nice yaşamlara göz yummuş ve aşklara konu olmuş köklü şehir bir o kadar da
yaşlı... Dünya'nın gelmiş geçmiş en büyük
devletlerinden üçüne başkentlik yapmış şehir; Roma-Doğu Roma-Osmanlı. Tarihi
Yarımada dediğimiz kısmı ise birçok Dünyaca ünlü yapıyı barındırır. İstanbul'un
Tarihi Alanları Unesco listesinde yerini almıştır. Bunlar dört bölge olarak
karşımıza çıkar: Süleymaniye Camii ve çevresini barındıran Süleymaniye Koruma
Alanı; Ayasofya, Küçük Ayasofya, Hipodrom, Topkapı Sarayı ve Aya İrini'yi içine
alan Sultanahmet Kentsel Sit Arkeolojik Alanı; Zeyrek Camii ve çevresini içeren
Zeyrek Koruma Alanı; İstanbul Kara Surları Koruma Alanı'dır.
Göreme Milli Parkı ve Kapadokya (1985) UNESCO
Miras Listesinde
Kapadokya sadece
ülkemizin değil, Dünya'nın da ender güzelliklerinden ve en çok ziyaret edilen
yerlerden bir tanesi. Masallar diyarına yolculuğa çıkacağınız bölge, Doğa
Ana'nın insanoğluna sunduğu cömertliğin geldiği son noktadır.
Kiliseleri,
manastırları, yeraltı şehirleri, vadileri, peri bacaları ile eşsiz bir
coğrafya. Göreme Açık Hava Müzesi ise Hristiyanlık açısından çok büyük önem arz
eden bir alan.
Gelen
ziyaretçilerin mutlaka ziyaret ettiği park içerisinde yüzlerce yıllık
kiliseler, manastır hayatı yaşayan din adamlarının bıraktığı izler yer alırken,
tüm Kapadokya içerisinde ise keşfedilmeyi bekleyen onlarca vadi ve gizem yer
alıyor.
Kültürlerin
ve dinlerin buluştuğu, ticaretin bel kemiği olan bölge asırlardır gelen ve
gidenleri ağırlıyor. Sizde yolunuz düşerse mutlaka ziyaret edin.
Hattuşa- Hitit Başkenti
(1986) UNESCO Miras Listesinde
İllerimizden Çorum'un
Boğazkale ilçesi sınırlarında bulunan Hattuşa, Hititler'e başkentlik yapmış
şehirdir. Yüzyıllar boyunca önemli bir merkez olmayı başaran yerleşimde bugün
bile o günlerin heybetini yansıtan öyle izler görürsünüz ki, "Bin Tanrılı
Ülke" olarak anılan Hititler yüzlerce Tanrı'ya inanmış ve kutsal
saymıştır.
Başkent
Hattuşa, M.Ö. 1200'lerde Hititlerin yıkılması ile birlikte zamanla
terkedilmiştir. Ama bugün bile o gösterişli ve zengin medeniyetin bıraktığı
izler size her şeyi çok net anlatır.
Aslanlı
kapılar, sur duvarları, otuz civarı tapınak, kraliyet konutları... Ayrıca
tarihin ilk yazılı antlaşması olarak bilinen Kadeş Antlaşması da Hattuşa'daki
kazılarda bulunmuştur ve İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir. M.Ö.
13.yüzyılda Mısır Firavunu II. Ramses ve Hitit Kralı III. Hattuşili arasında
imzalanan barış antlaşması Yakın Doğu'nun ilk antlaşması olma özelliğini taşır.
Nemrut Dağı (1987) UNESCO
Miras Listesinde
İnsanların
baktıkça bakası gelen Nemrut dağı, Büyülenmemek mümkün müdür Nemrut Dağı'nın
zirvesindeki o devasa heykelleri görünce. Ülkemizin güneydoğusunda Adıyaman il
sınırlarında bulunan 2150 metre yüksekliğe sahip Nemrut Dağı, enfes manzarası,
tümülüsü ve muazzam heykelleriyle bir şükranın göstergesidir aslında.
Kommagene Kralı
1. Antiochos tarafından tanrılara ve tüm atalarına minnettarlığını göstermek
için yapılan dev heykeller öylesine büyüleyici ve gizem yüklüdür ki gelen
yüzlerce ziyaretçi bu atmosferi yaşamak için zorlu da olsa dağın zirvesine tırmanır
ve çoğu zamanda güneşi burada ya batırır ya da doğurur. Dünyanın en mükemmel
gün doğumu ya da gün batımı keyfi için Nemrut Dağı kesinlikle görülmeli.
Hierapolis- Pamukkale
(1988) UNESCO Miras Listesinde
Beyaz Cennet
Pamukkale ve hemen yanı başında kocaman bir antik kent Hierapolis. Dünyaca ünlü
Pamukkale, Denizli il sınırındadır ve hemen yanı başında Hierapolis antik
kentiyle iç içedir aslında. Yüzyıllar boyunca şifa arayanlara hizmet veren,
şifalı suları ve hamamları ile binlerce ziyaretçi ağırlayan kent,
traverten havuzları ile bugün de gelenlere müthiş bir görsellik sunmakta.
Hierapolis ise
tiyatrosu, hamamları, agorası, sütunlu caddeleri ve kapıları, tapınakları,
nekropolisi ile mutlaka gezilmesi gereken, dinlere kucak açmış kutsal bir
şehir. Yolunuz Pamukkale'ye düşerse sadece travertenleri değil, Hierapolis
antik kentini de mutlaka gezin uzun uzun.
Xanthos-Letoon (1988) UNESCO
Miras Listesinde
Bir diğer güzelliklerden biriside Likya; Likya bölgesinin idari merkezi
sayılan Xanthos ve bir diğer önemli
dini merkez Letoon 1988 yılında Unesco'ya eklenen yerlerimizden. Akdeniz
Bölgesinde, Antalya sınırlarında yer alan bu iki yerleşim Likya'nın izlerini
taşıyan önemli kentlerdir.
Likya
bölgesi bugünkü Teke Yarımadası dediğimiz bölgedir ve Likyalılar tarih boyunca
özgürlükleri için savaşmış gururlu bir halktır. Tarihte bağımsız yaşamak uğruna
savaşıp, boyun eğmemek için de toplu intihar gerçekleştiren Likya halkı, birçok
antik kent bırakmıştır ardında.
Xanthos; Likya uygarlığının izlerinin yanında Roma dönemini de yansıtır
günümüzde. Maalesef birçok önemli eser British Museum'a götürülmüş olsa da,
özellikle Harpy Anıtı Xanthos'un en bilinen değerlerindendir. Letoon ise;
Artemis ve Apollon'un anneleri olan Tanrıça Leto'dan alır ismini.
Kuruluş
efsanesi hayli ilginç olan şehrin içerisinde özellikle kutsal alanlar dikkat
çeker ki; var olan üç tapınak Tanrıça Leto Tapınağı, Artemis Tapınağı ve
Apollon Tapınağıdır. Bu anlamda Likya bölgesinin dini merkezi olma özelliğini
taşır Letoon antik kenti.
Safranbolu Şehri (1994)
UNESCO Miras Listesinde
Doğa güzellikleri ve maneviyatı ile ön plana çıkan güzel ilçelerimizden biride Safranbolu. Gerçekten ülkemizin nadide güzelliklerinden biridir Safranbolu; medeniyetlere kucak açmış, yamaçlardan aşağı sıralanan konaklarıyla buram buram Osmanlı izleri taşıyan, daracık sokaklarında yaşanmışlıkların izlerinden gideceğiniz ve lokumunun tadı damağınızda kalacak olan otantik şehir. Zengin tarihi ve kültürel mirasını en iyi şekilde korumaya çalışan Safranbolu, koruma altına aldığı yüzlerce tarihi eseriyle, Dünyaca ünlü bir şehir olma yolunda hızla ilerliyor.
Troya
Arkeolojik Alanı (1998) UNESCO Miras Listesinde
İllerimizden
Çanakkale Boğazı'nın girişinde bulunan arkeologların deyimiyle "Rüzgarın
zengin ettiği şehir" Troya. Homeros'un İlyada'sında bahsi geçen Truva
Savaşları ve Yasak Aşk'ın getirdiği yıkım... Helen gerçekten çok mu güzeldi? Ya
da Troya'nın zenginliği miydi Akhaları buraya çeken?
Dokuz katmanlı şehri mutlaka görün. Anadolu'nun en eski yerleşimlerinden biri olan Troya, sahip olduğu savunma sistemi ile şehrin içerisinde göreceğiniz gizemleri ile sizleri şaşırtacak. Üzerine çok tez ortaya atılan Troyalılar gerçekten kimdi? Daha birçok soru... Siz siz olun tüm Dünyanın dikkatini çeken Troya'yı uzman bir rehber eşliğinde mutlaka gezin ve yasak aşk mı yoksa hile tahta at mı sonunu getirdi Troya'nın siz karar verin.
Edirne
Selimiye Camii ve Külliyesi (2011) UNESCO Miras Listesinde
Bir ustanın
ustalık eseri, Mimar Sinan'ın "Ustalık Eserim" dediği Selimiye Camii,
Edirne ilimizin ve ülkemizin en kıymetli miraslarından biridir. Osmanlı
Devleti'ne başkentlik yapmış Edirne'nin baş tacıdır adeta. Dört minareye sahip
caminin teknik anlamda mükemmelliği, işçiliği ve zerafeti gelenleri hayran
bırakmaktadır.
Şehrin dört bir
tarafından tüm ihtişamıyla görülen camii, II. Selim tarafından yaptırılmıştır
ve Mimar Sinan imzası taşımaktadır. Külliye içerisinde camiyi çevreleyen
medreseler, bunların yanında ayrıca kütüphane ve muvakkithane yer almaktadır.
Ayrıca külliye içerisinde Arasta da bulunmaktadır. Mimarlık anlamında döneminin
başyapıtı olan Selimiye Camii ve Külliyesi 2011'de Unesco Miras Listesi'ne
eklenmiştir.
Çatalhöyük Neolitik Alanı
(2012) UNESCO Miras Listesinde
Tarihin kokan
yerlerden biri de Konya ilimizin Çumra ilçesi sınırlarında bulunan Çatalhöyük
1960'lara doğru keşfedilmiş ve tarih kitaplarında yerini almayı başarmıştır.
Neolitik dönemin nadide örneklerinden biri olan yerleşim, insanoğlunun tarıma
ve dolayısıyla yerleşik hayata geçişinde etkin bir rol üstlenmiş ve bunun
izlerini günümüze taşımıştır. Doğu ve Batı yünündeki iki alandan oluştuğu için
de Çatalhöyük adıyla anılmıştır.
Birbirlerine
bitişik şekilde yapılan tek katlı evleri, evlerde kapı kullanılmayıp çatılardan
evlere giriş yapılması, kullanılan malzemeler, evlerin duvarlarındaki
süslemeler, içe gömü dediğimiz (intramural) özellikle ocak altlarına yapılan
gömüler Çatalhöyük'ün en bilinen özelliklerindendir. Avcı-toplayıcı bir
toplumdan yerleşik hayata geçişin en mükemmel örneğidir Çatalhöyük. Ana Tanrıça
heykelinin de burada bulunmuş olması şehri ayrıca farklı kılmaktadır. Bu eşsiz
miras 2012'den beri Unesco listesindedir.
Bursa ve Cumalıkızık:
Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu (2014) UNESCO
Miras Listesinde
Tarihi İpek
Yolu üzerinde bulunan Bursa, Prusia'dan Bursa'ya uzanan yaklaşık 2000 yıllık
serüveninde her zaman gözde şehir olarak kalmayı başarmıştır. Adım adım tarihi
kucaklayacağınız şehir, Orhan Gazi tarafından 1326 yılında fethedilir ve
Osmanlı'ya başkentlik yapar. Beylikten devlete geçişte önemli bir yerleşim olan
Bursa, yüzlerce Osmanlı eseri ile dolar taşar.
Sadece merkez
değil aynı zamanda Uludağ'ın eteklerinde kurulan Kızık köylerine de ev
sahipliği yapar. Bugün kızık köylerinin en meşhuru Cumalıkızık ise 700 yıllık
Türk Köyü ve Unesco Miras Listesinde yerini almayı başardı. Bursa'nın içinde
ise özellikle Hanlar Bölgesi mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Yeşil Bursa,
Unesco'ya 2014'de dahil edildi ve her sene yüzlerce turisti ağırlıyor.
Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (2014) UNESCO
Miras Listesinde
Kuzey Ege'nin
gözbebeği yerleşimlerden Bergama. Hellenistik, Roma, Doğu Roma ve Osmanlı
dönemlerinin izlerini taşıyan yerleşim sahip olduğu mimarisiyle de dikkat
çekici. Anadolu'nun en dik tiyatrosuna ev sahipliği yapan Bergama Antik Kenti
aynı zamanda tapınakları ve kutsal alanlarıyla da önem arz ediyor.
Antik dönemin
üçüncü en büyük kütüphanesine sahip olan Bergama, Pergamon ismiyle anılırdı ve
hayvan derisinden yapılan parşömenin icat edildiği yerdi. Aynı zamanda Roma
döneminin en önemli sağlık merkezlerinden biri olan Asklepion'a da ev sahipliği
yapmıştır. Bergama'da dolu dolu bir gününüzü geçireceğiniz alanda Serapis
Tapınağı da yer almaktadır. Unesco'ya 2014'de dahil olan Bergama, ülkemizin en
güzel tarihi yerlerinden biridir şüphesiz.
Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı (2015) UNESCO Miras Listesinde
Doğunun
sırlarla çevirili surları, Binlerce yıldır ayakta kalmayı başarmış, geçmiş ile
şimdi arasında uzun bir serüven yaratmış tarihi surlarıyla, Diyarbakır tarihi
mirasın en büyük sahiplerinden şüphesiz. Dünya tarihine en büyük miraslardan
biridir şüphesiz Kalkan Balığı formundaki Diyarbakır Surları. Birçok uygarlığa
ev sahipliği yapan şehrin surları, yaklaşık 5 kilometrelik uzunlukta ve 10
metre yüksekliktedir.
M.Ö. 3000'lere
götürülen ilk yapım tarihi ile binlerce yıla meydan okuyan surlar sadece
ülkemizin değil, Dünya'nın da tarihi değeridir. Hevsel Bahçeleri ise; Dicle
Nehri kenarında ve kale surları ile nehir arasında var olan verimli bir o kadar
da tarihi miras. Çin Seddi'nden sonra Dünya'daki en eski surlar olarak bilinen
Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçesi 2015'den bu yana Unesco Dünya Miras
Listesinde.
Efes (2015) UNESCO Miras Listesinde
Efes efsanesi, Bugün
ülkemizin en popüler ve kıymetli antik kentlerinin başında gelir Ephesus.
İzmir'in Selçuk ilçesi sınırlarında bulunan Efes, Antik İyonya Bölgesi'nin baş
tacıydı. Efes'i gerçekten hissetmek için şehrin içerisinde derin bir gezintiye
çıkmak lazım. Anadolu'nun en büyük tiyatrosuna sahip liman kenti Efes'de
onlarca ilginç yapı sizleri karşılayacak.
Gymnasion,
Stadyum, Agora, Bouleterion, Tiyatro, Kutsal Rampa, Hadrian Tapınağı, Trajan
Çeşmesi, Celcus Kütüphanesi, Latrine, Aşk Evi... Daha neler neler. Efes birkaç
cümle ile bitmez en iyisi iyi bir rehber eşliğinde şehri keşfetmek. 2015'den bu
yana Unesco Miras Listesinde yer alan Efes'de kazılar hala devam ediyor.
Bakalım gelecek yıllarda daha neler neler çıkarılacak.
Ani Arkeolojik Alanı (2016)
UNESCO Miras Listesinde
İki ülke
arasındaki nadide güzellik, Türkiye-Ermenistan sınırında bulunan, Kars ilimizin
olmazsa olmazı turistik rotalarından Ani Harabeleri. "1001 Kilise
Şehri" diye anılan ören yeri Arpaçay kıyısında kurulup onlarca medeniyeti
kucaklamıştır. Mimari anlamda da Ermeni, Gürcü, Selçuklu izlerini ve dahasını
taşıyan yerleşimde, özellikle surlar dikkat çekicidir.
Şehri gezerken
karşınıza çıkan katedral ve kiliseler, hemen ardından cami, Ani'nin sahip
olduğu zenginliğin en büyük göstergelerinden biridir. Kışın karlar altında bile
binlerce ziyaretçi ağırlayan Ani Harabeleri 2016'dan bu yana Unesco Miras'ında
yerini almayı başarmıştır.
Aphrodisias (2017) UNESCO Miras Listesinde
Aydın ilimizin
Karacasu sınırlarında yer alan güzeller güzeli ören yeri. Adı Efes Antik kenti
kadar pek duyulmasa da, bugün Anadolu'nun en zengin ve güzel ören yerlerinden
biridir Afrodisyas. Roma'nın izlerini öyle azimle taşır ki, mermerin dile
gelişidir adeta şehir. Aşk ve güzellik Tanrıçası Afrodit'in ismini alan şehir,
sahip olduğu yapılarıyla öylesine zengindir ki...
Tiyatrosu,
Agorası, Stadyumu, Bouleterion'u, anıtsal yapılarıyla şehri gezerken
heyecanlanmamak mümkün değil. Ülkemizin en kıymetli ören yerlerinden biri olan
Aphrodisias 2017 senesinde Unesco Miras Listesinde yerini almayı başardı.
Göbeklitepe (2018) UNESCO
Miras Listesinde
Şanlıurfa il
sınırlarında yer alan ve keşfedildiği andan bu yana Dünya tarihini değiştirecek
buluntularıyla Göbeklitepe çok büyük önem arz ediyor. İngiltere'deki
Stonehenge'den yaklaşık 7000 yıl, Mısır Piramitlerinden ise 7500 yıl daha eski
olan Göbeklitepe hala kazılan ve keşfedilmeyi bekleyen Anadolumuz'un kıymetli
zenginliği. İnsanoğlunun avcı ve toplayıcı olarak yaşadığı dönemde, böylesine
muhteşem bir mimarlıkla tasarladığı Göbeklitepe, o dönemin şartları içinde akıl
almaz bir durumdur.
T şeklindeki taşlar
ve üzerlerindeki hayvan figürleri ile Dünyanın En Eski Tapınağı olarak lanse
edilen Göbeklitepe, önümüzdeki yıllar içerisinde daha da aydınlığa kavuşacak.
Ve belli ki tarih kitaplarında bazı konuları sil baştan yazdırtacak. 2018
Unesco Miras Listesinde yer alan Göbeklitepe, aynı zamanda 2019 Göbeklitepe
Yılı ilan edilerek daha çok tanıtılacak.
Unesco Miras Listesinde bir çok
değerimiz yerini mutlaka alacaktır. Sadece keşif edilmesi gerekiyor.